Hayatta mutlu olmanın yollarını arar, kendimizi nasıl daha iyi hissediyorsak onları yapmaya çalışırız. Tıpkı yenidoğan bir bebek gibi aslında hayatımız boyunca her gün yeni deneyimler edinir, yeni olasılıklarla karşı karşıya kalırız. Değişen ve dönüşen hayatımızın içerisinde şartlar ve durumlar da bizimle değişir, dönüşür. Bu tıpkı soğuk aldığımızda, hastalandığımızda vücudumuzun yeni virüslere karşı antikor üretmesidir. Yeni olasılıklara, mutsuzluklara ve deneyimlere karşı sürekli olarak ruhumuz antikorlar üretir. Önemli olan ise bu antikorların ruhumuzu hangi yönde etkilediği olur. Zihnimizi nasıl ve neye karşı komutlarsak; bir süre sonra ona inanmaya ve o şekilde yaşamaya başlarız. Başarılı olacağımıza, affedeceğimize, kendimizi seveceğimize ve fikirlerimizi özgürleştirmeye karşı geliştirdiğimiz antikorlar, bizi daha iyi, daha huzurlu ve daha başarılı insan hâline getirirler.
Peki, aslında dile getirince bu kadar kolay gibi görünen şeyleri neden bir türlü yapamıyor, düzenli olarak hayatımızın içine entegre edemiyoruz? Neden daha pozitif düşünemiyor, daha huzurlu yaşayamıyoruz?
Son Karım ve İlk Karım kitaplarının yazarı olan, önce kendisine şimdi de okurlarına mutlu olmanın yollarını gösteren, dertleriyle sırdaş olan ve mutlu olmanın kapılarını nasıl aralayacağınız hakkında fikirler veren Eda Gökçeli, şimdi de Ruh Antikoru kitabıyla sizleri yeni bir serüvene çıkarıyor.
Kendinizle yeniden buluşmak, güçlü yanlarınızı ortaya çıkarmak ve iç huzuru yakalamak istiyorsanız Ruh Antikoru tam da size göre! İyi okumalar.