Bu zamana kadar yazılmış olan kitaplarda geleceği öngören konulara sıkça rastlarız. Edebiyat eleştirmeni olan ve yazmış olduğu kitaplarla büyük sükse getiren George Orwell, 1949 yılında yazmış olduğu 1984 adlı romanında günümüzde dahi geçerliliğini koruyan bir konuya değinir. Teknolojinin ve yapay zekanın korkutucu seviyeye geldiği içinde bulunduğumuz 2021 yılında, reklamlarla ve bilgi akışının sürekli olarak devingenlik gösterdiği toplumumuzda daima manipüle edici durumlarla karşı karşıya kalırız. Hatta insanların yapay zekaya karşı korunmaması ve teknolojinin hızını kontrol edemeyecek hâle gelmesi Microsoft Başkanı Brad Smith’inde açıklama yapmasına sebep olmuştur. Smith, insanların yapay zekaya karşı kendini koruyamaması hâlinde, 1984 romanında tasvir edilen hayatın çok da uzak olmadığını; 2024 yılında gerçek olabileceğini belirterek tüm insanlığı bu konuda uyarmıştır.
Peki bu kadar çok konuşulan ve insanlığı tehdit edecek meseleyi yıllar öncesinde romanında işleyen George Orwell’ın yazmış olduğu 1984’ün konusu nedir?
George Orwell – 1984 Ne Anlatıyor?
Yaklaşık olarak 300 sayfa yazılan ve bilim kurgu/sosyal bilim kurgu türünde yazılmış olan bu kitap alegorik politik bir roman olma özelliği gösterir. Distopik bir dünyada geçen ve Big Brother (Büyük Birader) kavramını içinde barındıran bu roman; 2.dünya savaşından sonra kurulmuş yeni dünya düzenine vurgu yapar. 1984 yılını anlatan bu dönemde Winston Smith isimli karakterimiz, sisteme karşı gelerek ayaklanma çıkarır. Çıkardığı bu ayaklanma karşısında çevresinden destek bekleyerek bu düzeni değiştirmeye çalışır. Özgürlüğün olmadığı ve toplumdaki kişilerin sürekli olarak manipüle edilmesi, farkında bile olmadan düşüncelerinin tek bir renge dönüştürülmesi Winston Smith ve özgür düşünce arayan kişileri rahatsız eder. Çünkü şartlar ne olursa olsun ve devletin başında kim olursa olsun fikirler değiştirilemez durumdadır. Özellikle de baskılanarak ve manipüle edilerek! 2005 yılında çekilen ve yönetmenliğini James McTeigue’nin yapmış olduğu V For Vendetta filminin de konusunu oluşturan ve filmin içindeki bir repliği tüm hafızalara kazınmış olduğu; “Fikirlere kurşun işlemez!’’ düşüncesi 1984 kitabında da yerini bulur.
Gel gelelim kahramanımız Winston Smith, bu ayaklanmanın karşısında türlü zorluklar ve baskılarla karşılaşacak, akabinde maruz kaldığı işkenceler sonucunda sisteme ayak uydurmak zorunda kalan ve bir yerden sonra memnun dahi kalacağı birine dönüşecektir. En iyi karakter dönüşümlerinden bir tanesine ve bu dönüşüme akıcı bir dilde tanık olacağımız roman Potink Kitap’tan Uğur Mehter çevirisi ile sizinle buluşuyor.
PEKİ KİMDİR BU BÜYÜK BİRADER?
Romanın içinde sıklıkla geçen ve hikâyenin odak noktasını oluşturan “Büyük Birader” ya da özgün adıyla “Big Brother’’ kurgusal karakterlerden bir tanesidir. 1984 romanına göre totaliter rejimle yönetilen, halk üzerinde büyük bir baskı kurulan Okyanusya ülkesinin oldukça gizemli olan diktatörüdür. “Büyük Birader seni izliyor’’ sloganıyla anımsanan bu kişi George Orwell’ın anlatmış olduğu toplumda her bireyin tele-ekranlar aracılığıyla Büyük Birader’in gözetimi altında olduğuna vurgu yapar.
Günümüzde ise Big Brother kavramı zaman geçirmek ve alışveriş yapmak için insanların dolaştığı AVM gibi kamusal alanlarda dahi güvenlik kameralarıyla sürekli olarak izlenmesiyle bağdaştırılır. “Biri Bizi Gözetliyor’’ toplumunda sürekli olarak kayıt ve denetim altında olmak rahatsız edicidir.
Romanda, Winston Smith, antikacıdan bir defter satın alarak “Kahrolsun Büyük Birader’’ yazar. Bu durum ise karakterimizin başına işler açacaktır.
Siz de bu değişime tanıklık etmek ve her daim toplumu ilgilendiren bu önemli meseleye daha yakından bakmak istiyorsanız linke tıklayarak kitabımızı satın alabilirsiniz.
https://www.potink.com/urun/1984/
Unutmayın; Kim olursanız olun hiç kimsenin sizi manipüle ederek fikirlerinizi değiştirmesine izin vermeyin! Korku toplumunu oluşturmak öncelikle sizin değişiminizle başlar. Sonrasında ise tüm toplumun değişmesiyle dallanıp budaklanır.
