Okuduğumuzu Anladık mı?

2011 yılından bu yana yapılan en kapsamlı “Türkiye Okuma Analizi” araştırması Okuyay platformu ve Konda işbirliğinde gerçekleştirildi. Rakamsal yükselişler umut vaad edici olsa da araştırma detaylarında “Okuyoruz ama ne kadar verimli okuyoruz?” sorusu da zaman zaman gündeme geliyor.

Türkiye’nin Okuma Röntgenine Neden İhtiyaç Duyuldu?

Özel analiz, 2011 yılından beri konu bazında olan araştırma eksikliği boşluğunu doldurmak üzere yapıldı. 15 yaş üstü nüfusa okuma alışkanlıkları, okuma alanları ziyaretleri, okuma motivasyonları hakkında sorular soruldu.

Sonuçların özeti şöyle;

Okuyanlar: %42,3 (Bu kesimdekilerin çoğunun 5’ten çok kitabı var ve son okudukları kitabın adını hatırlıyorlar.)

Okuyabilirler: %18,8 (Bu gruptakilerin çoğu yılda en azından 1 kitap satın alıyor, yarısı son okuduğu kitabın adını hatırlıyor ve kitap seçmek için en azından bir sebepleri var.)

Eskiden okuyanlar: %16,4 (Bu yüzdelik dilimdekilerin yarısı 3 ay içinde kitap okumamış, üçte birlik bölümdekiler ise yalnızca 1 kitap okumuş.)

Okumayanlar: %22,5

2008’den Bu Yana Daha Çok Okuyoruz

Ülkemizde “kitap okuyorum” diyenlerin yüzdesi şu şekilde değişti:

2008: %30

2019: %64

Cinsiyet bazında ise veri değişimi şöyle;

2008’de kadınlar: %30

2019’da kadınlar: %66

2008’de erkekler: %30

2019’da erkekler: %62

Genel bir değerlendirme yapıldığında toplumun her kesiminde okuma oranının arttığı görülüyor ancak özellikle kırsal kesimdeki %21’den %39’a olan artış pek de tatmin edici seviyede değil. Bu oran üniversite öğrencilerinde %89, lise öğrencilerinde ise %74 olarak kayıtlarda yer alıyor.

 

Kitap Kokusunu Sevenler Hala Çoğunlukta

Kitaba erişme ile ilgili geleneksel alışkanlıklar sürüyor. Kitap seçimi yapılırken en çok kitabın konusuna dikkat edilirken bu aşamada tavsiyesi de oldukça değerli görülüyor.

Kitap alımının %28’i bağımsız kitabevlerinden, %24’i zincir mağazalardan, %18’i internetten, %14’ü sahaflardan ve diğer kanallardan yapılıyor.  Burada internet alışverişinin görece az bir yüzdede kalması dikkat çekici çünkü teknoloji çağında online alışverişin kitap alımın alanında da yüksek olması beklenirken kitaplara dokunarak, kitapları koklayarak satın alanların hala çoğunlukta olduğunu görüyoruz.

Okuyan kesim aynı zamanda sosyal medyayı da yoğun kullanıyor yani aslında kitap okuyanlar sosyal medyayı itici buluyor gibi bir bağlantı da yok.

 

Okuma Oranlarını Artırmak İçin Ne Yapılabilir?

Araştırma verileri incelendiğinde okuma oranlarının artması için yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Düzenli okuyucu olmasa da aslında okumaya hevesli kişilerin motivasyonunu yükseltmek için kitap tavsiyeleri çoğalmalı. Sosyal medya ciddi bir yönlendirici güç olduğu için kitap blogları ve kitap tavsiye eden hesaplar desteklenmeli.
  • Dükkan satışları hala online satışa göre daha çok tercih edildiği için kitabevleri görevlileri özel olarak seçilmeli ve arkadaş tavsiyesi niteliğinde önerilerde bulunabilir olmalı.
  • Türkiye’de en çok okunan tür %42’lik oranla roman ve öykü gibi kurgu kitaplar. Araştırma, inceleme gibi kurgu dışı kitaplar ise yalnızca %15’lik dilimde kalıyor yani çoğumuz aslında “keyif” için okuyoruz. Daha çok bilgilenmek ve gelişmek için okuma yapma oranının da artması için kurgu dışı kitaplara yönlendirmelerin de artması gerekiyor.
  • Araştırmaya göre genel olarak kitap fiyatlarının yüksek bulunduğu sonucuna erişiliyor. Bu yüzden fiyatlandırmaya ilgili düzenlemeler gerekiyor.
  • Okuma alışkanlığının artmasında ailenin okuldan da çok etkisi olduğunu savunanlar da çoğunlukta. Bu yüzden çocuklara okuma alışkanlığının kazandırılmasında en büyük görev ebeveynlere düşüyor.

Bir yorum bırak